Ağaca bez bağlamaktan dilek dilemeye, leylekler çocuk getirir demeye; Hayatımıza kaydedilen bazı gelenekler, inançlar ve davranışlar vardır. Peki kaynakları hakkında ne biliyorsunuz? En yaygın 10 davranışı ve bunların binlerce yıllık geçmişini listeledik.
Bazıları nedenini bile merak etmeden günlük hayatımızda kalıcı bir yer edinmiştir. “Bizim hurafemiz” Alışkanlıklarımız ve adetlerimiz var. Ağaçlara bez bağlayıp dilek dilemek, öldükten sonra helva dağıtmak, gece geç saatlerde tırnak kesmemek…
Bunların her biri aslında binlerce yaşında. tarih boyunca aktarılan ve kökeni eski inançlarımıza ve mitolojimize dayalı bazı davranışlar. Hepsinin kökleri şamanizm, atalar kültü, ölüler kültü ve ruhlara tapınma gibi kültlere dayanmaktadır. En yaygın on inancın arkasındaki inançlara bir göz atalım.
#1 Karanlıkta tırnak ve saç kesmeyin:
Ailen sana çocukken geceleri tırnaklarını veya saçlarını kesmemeyi öğretti mi? Ya da kesilen tırnak ve saçların çöpe atılmaması gerektiğini mi? Bu ‘garip’ hurafenin arkasında, şamanik Altay inançları var.
Altaylarda tırnaklar gece kesilmez ve kesildikten sonra atılmaz, toprağa gömülür çünkü çivi ile insan ruhunun yok olacağını. inanılırdı. Benzer bir inanç onun için yaygındı. Saçlar gece kesilmez; Kesildikten sonra toplanarak bir köşeye gizlenmiştir. Çünkü insanların ruhları ölümünden sonra onun kesilmiş saçını aramaya gittiklerini inanılırdı.
#2 Ağaçlara paçavra iliştirin:
Ağaçlara bez bağlayarak dilek tutma geleneği Anadolu’nun her köşesinde hâlâ çok yaygın. Bu geleneğin arkasındaki inanç, Türk mitolojisinin en önemli karakterlerinden biri olan tanrıça Umay’a kadar uzanmaktadır. Umay, eski Türk mitolojisinde çocukları ve anneleri koruduğuna inanılan ve doğumla ilişkilendirilen tanrıçadır. kadınların ağaç dallarına paçavra bağlayarak bebek dilek Ayrıca eski Türk mitolojisindeki tanrıça Umay’ın inançlarına dayanmaktadır.
Bu geleneğin bir başka yönü de türbelere paçavra bağlamaktır. Bu inancın arkasında köklü Türk geleneklerinden biri yatmaktadır. atalar kültü var. Eskiden atalarımız, atalarının kabirlerini ziyaret ederek, onlara kurbanlar keserek hürmetlerini sunarlardı. Türbe ziyaretlerinin ve türbelere paçavra bağlama geleneğinin günümüze geldiği yer burasıdır.
#3 Kapı eşiğinde durmanın uğursuzluk getirdiğine inanmak:
Yine büyüklerimizden duymuş olabileceğimiz yaygın bir garip inanış; ”Kapı eşiğinde durma, kötü şans”. Tamam da niye?
Çünkü Türk mitolojisinde bizim mitolojimizin Hades adını verebiliriz, yeraltı tanrısı Erlik’in kızları Kapıda bekleyenlerin kendi canına kıydığına inanılıyordu.
#4 Merhumdan sonra helva veya yemek dağıtmak:
Merhum bugün hayatta olduktan sonra ‘yedi kırk’ Böyle günlerde dua okumak ve yemek dağıtmak yaygın bir gelenektir. Günümüzde doğrudan İslam ile ilişkilendirilse de aslında bu davranışın arkasında o vardır. eski şamanik türk inançları var.
Eski Türkler, ölümün üçüncü, beşinci, yedinci ve kırkıncı gününde ‘ölüye kurban kesmek’ yemek hazırlıyorlardı. Çünkü merhumun ancak bu günlerde yapılan cenaze törenlerinden sonra ölüler diyarına girebileceğine inanılır ve yemek dağıtılırdı. İslam’la birlikte bu davranış, ‘ölü adına’ yemek yedirmeye ve yedinci ve kırkıncı günlerde rahmet duasına evrildi.
#5 Bebeğin göbek bağını ‘doğru yere’ gömmek:
Yine ortak bir inanış; bebeğin göbek bağlarını ‘uygun bir yere’ örn. başarılı olmak için üniversite kampüsüne ya da evine hayırlı bir evlat vermesi için onu evin bahçesine gömmek.
Bu inancın kökleri Orta Asya’daki Türk toplumlarının inançlarına dayanmaktadır. Çocukların koruyucusu tanrıça Umay için kullanılan ‘İmay’ kelimesi göbek bağı için de kullanılmış ve bazı eski Türk toplumlarında bebeklerin göbek bağı kullanılmıştır. evlerde ocakların yanına gömüldüğü yer bilinen. Bu davranışın arkasında da şimdi olduğu gibi ‘çocuk eve kapandı’ düşüncesi var.
#6 Doğumdan sonra saçlarında kırmızı kurdele olan kadınlar:
Günümüzde yeni doğum yapmış kadınların saçlarına kırmızı kurdeleler taktıklarını sıklıkla görmekteyiz. Bunun nedeni yeni doğum yapmış kadınların eski Türk inanışlarına inanmalarıdır. Kötü ruh ‘Al Wife’ tarafından musallat olmuştur. inanılmak Bu kötü ruhtan koruduğuna inanılan saçlara kırmızı kurdele bağlamak binlerce yıldır süregelen bir gelenek olarak hayatımızda yerini almıştır.
#7 Ana Oyuncular:
Günümüzde nazardan korunma yöntemi haline gelen tesisatçılık, İslamiyet ile de ilişkilendirilse de aslında oldukça eski bir şaman ritüeli bir uygulama. Eski Türklerle birlikte şamanlar “kut kuyma” ritüeli adı verilen sıhhi tesisat işlemini kullandılar. kötü ruhlar tarafından çalınan ‘amcık’ yani şans unsurunu geri getirmek için yaparlar.
#8 “Tütünün seni incitmesine izin verme”
Belki de bir kişiye veya sempati nesnesine karşı en garip davranışlardan biri. Nazar değmesinden ‘çok tütün’ tükürüyormuş gibi yaparak kaçınmaya çalışmak. Eski Türk inanışlarına da dayanan bu davranışın sebebi, kişinin beğendiği kişiyi ya da nesneyi içindeki kötü ruhlardan korumak istemesidir. Beğendiği kişiye veya nesneye ‘tuba t’ ile, İçindeki kötü ruhu şaşırttığına ve onun nazarından koruduğuna inanır.
#9 Çocuklara ‘leylekler sizi getirdi’ demek:
“Leylekler getirdi seni” lafını hepimiz çocukken şaka amaçlı da olsa duymuşuzdur. Böyle bir söylemin neden var olduğunu hiç merak ettiyseniz, cevap yine tanrıça Umay’da, eski türk inanışlarında ve Anadolu Türklerinin inançlarıyla karşılaşmaları.
Eski Türk inanışlarında tanrıça Umay genellikle bir “kuş” olarak tasvir edilir. Ayrıca insan ruhu genellikle ‘kuş’ olarak tanımlanır. Farklı Türk toplumlarında ve inançlarında bebekler doğduktan sonra kuş şeklindeki hayaletler bebeklere yaklaşıyor ve onlara hayat verir; onların ruhu olur.
Bu inançlardan sonra Anadolu’da kutsal kabul edilen leylek Leyleklerin kendi imajıyla bütünleşerek yavru getirdiği söyleminin gelişmesine neden olduğu sanılıyor.
#10 Mezarlıklara mezar ve mezar taşı dikmek
ALAKALI HABERLER
Türk mitolojisinden çoğu hala adını taşıyan 15 karakter
Listenin sonunda oldukça şaşırtıcı bir gelenek var; ölenlerin mezarlarına büyük mezar taşları dikmek ve mezarlar inşa etmek. Günümüzde tamamen İslam ile ilişkilendirilen bir uygulama olmasına rağmen İslam dininde sadece türbelere rastlanmaktadır. ölen kişinin yerini işaretlemek için bir veya iki santimetre yüksekliğinde bir taş. Adınızı yazmak için bir uygulama var.
Ancak günümüzdeki uygulama şekline bakacak olursak mezarlıkların üzerine kelimelerin yazılı olduğu uzun ve süslü taşlardan yapıldığını görürüz. Bu uygulamanın kökü eski Türk inanışlarına dayanmaktadır. Eski Türklerde mezarların başları büyük ve tasata veya dashnene adı verilen heykelsi taşlar dikildi. Bu geleneğin İslam’daki taş dikme geleneği ile birleşerek bugünkü halini aldığı düşünülmektedir.
ALAKALI HABERLER
Kurttan ejderhaya, kırmızıdan beyaza: Türk mitolojisinde hayvanlar ve renkler ne anlama geliyor?
kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3, Kaynak 4, Kaynak 5, Kaynak 6, Kaynak 7